Son günlerde üyelerimizden gelen önemli bir konuya değinmek istiyorum. Konunun temeli ikinci el makine ithalatı. Ülkemizde ikinci el ithalatı Ticaret Bakanlığı iznine tabii olup, GTİP numarası 8465 ile başlayan ağaç işleme makinelerinde KG/CIF kıymet bedeli 20 dolar altında olan ikinci el makinelerin ithalatına izin verilmemekte. Bu bedele eşit ya da üstünde olanlara ise İzin Belgesi ile başvurmak kaydıyla Bakanlık tarafından izin verilebilmektedir. Buraya kadar her şey normal gibi gözükse de problem olan esas konu şu şekilde; Yukarıda yazan bilgilerin yer aldığı “KULLANILMIŞ VEYA YENİLEŞTİRİLMİŞ EŞYA İTHALATINA İLİŞKİN TEBLİĞ (İTHALAT: 2021/9)” içerisinde “Yatırım teşvik belgesi kapsamında olanlarına, birim kıymetine bakılmaksızın” ifadesi yer almaktadır. Bu ne demek oluyor? Diyelim ki, yatırım teşvik belgesi olan bir firma yurtdışından ikinci el bir makine ithal etmek istiyor ve makinenin KG/CIF kıymet bedeli 5-10 dolar. Normal şartlarda bu birim bedelle ikinci el makine ithal edilemiyorken, yatırım teşvik belgesine haiz olan firma 5-10 dolar olan rakamı 20 dolar olarak beyan ederek, yatırım teşvik belgesi kapsamında edindiği vergi istisnası hakkını da kullanarak hiçbir vergi ödemeden belki 10 belki 20 yaşında ikinci el bir makineyi ithal edebiliyor. Avrupa’nın teknoloji olarak gözden çıkardığı ne kadar ikinci el makine varsa -ki bunların çoğu ticaret maksatlı geliyor, hepsi Türkiye’ye ithal ediliyor maalesef. Daha birkaç gün önce Bursa Gümrüğünden 2005 model bir makinenin gümrükte beklediğine dair fotoğraf tarafıma ulaştı. Bundan birkaç sene önce ikinci el olarak ithal edilmek istenen makinelerin Türkiye’de üretimi var mı, yok mu? diye ilgili sektördeki derneklere sorulurdu. Biz de 8465 kapsamında gelen ikinci el makine taleplerini değerlendirir ve cevap verirdik. Sadece bir makine örneği vermek istiyorum. 2015 yılı aralık ayında 1997 model bir testere makinesi ithal edilmek istendi. Fiyatı 4 bin 600 euro olarak bildirilmiş. O dönemde 18 yaşındaki bu makine, üstüne üstlük bu makinenin Türkiye’de de muadilinin üretimi mevcutken, ilgili firmaya teknoloji olarak ne katacaktı. Teknolojinin hakim olduğu bir dönemde, çoğu ortalama 10 yaşın üzerinde olan ikinci el olarak ithal edilen bir makinenin gerçekten ilgili firmaya ne katkısı olabilir?
Öte yandan sektörümüze bakıyorum. Artık, ağaç işleme makinelerinin birçoğu çok spesifik bir ürün olmadıkça ülkemizde üretimi mevcut. Özellikle standart makinelerin neredeyse tamamı üretiliyor. Hal böyle iken, yerli üretimi ya da sıfır ithali mevcut olan bir makinenin 10 küsur yaşında ikinci el olarak ithal edilmesine dur denmesi gerekmez mi?
Eskiden, yani Makine Tanıtım Grubu kapatılmadan önce bir reklam sloganı vardı “TIKIR TIKIR” diye. Türk makineleri “TIKIR TIKIR” çalışırken, sıfır olarak ithal edilmiş makineler firmaların stoklarında beklerken, ikinci el ile ülkemizi makine çöplüğüne çevirmeyelim. Ağaç İşleme Makinesi sektörü olarak tüm paydaşlarımızla masaya oturmaya hazırız. Makine ihtiyaçları ne ise, bu ihtiyaçların ivedi olarak giderilebileceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Avrupa; toplum 5.0 konuşurken, Türkiye’de ihtiyacı fazlasıyla karşılayabilen makinelerin ikinci el olarak ithal edilmesi hususunu konuşmuyor olmamız lazım. Yerlisi ya da sıfırı var ise, ikinci el ithalat olmamalı. Yatırım teşvik belgesi kapsamında ikinci el makine ithalatı hiç olmamalı…