Komşu ülkelerde yaşanan gelişmelerin daralmanın en etkili faktörü olmaya devam ettiğini belirten Yılmaz, “Değişim, pazarda firma kapanmalarını da beraberinde getirecektir. Bu dönem öz sermayesi güçlü olan firmaların ayakta kaldığı, merdiven altı üreticilerin elendiği bir dönem olacak. Bu durum da sektörde taşların yerine oturmasını sağlayacak” yorumunda bulundu.
Ali Yılmaz, namı diğer ‘Nöbetçi Bıçakçı”… Kesici takım sektörüne 1982 yılından bu yana emek veren Ali Yılmaz, haftanın 7 günü, günde 16 saat çalışıyor. 1982 yılında tornacı çırağı olarak işe başlayan Ali Yılmaz, eşiyle birlikte kurduğu ANKES ile bugün kendi alanında pazarın önemli firmaları arasında yer alıyor.
Türkiye’de bu sektörde irili ufaklı 150 firmanın faaliyet gösterdiğini belirten ANKES Kesici Takım San. Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Ali Yılmaz, tahminen Türkiye’nin yıllık kesici takım giderinin 250 milyon Euro düzeyinde olduğunu söylüyor. Bu talebin yüzde 40’ının iç pazardan, geri kalan bölümünün ise ithalat yoluyla karşılandığını anlatan Yılmaz, kesici takım sektörünün hammadde ve makine açısından ithalata bağımlı olduğunu söylüyor. Buna karşın, sektörün yarattığı katma değere de dikkat çeken Ali Yılmaz, önümüzdeki dönemde pazarda taşların yerine oturma döneminin yaşanacağına vurgu yapıyor.
Dünya ve Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak kesici takım sektörünün geçen yıl yüzde 25 oranında daraldığını belirten Yılmaz, 2016’da da aynı oranda daralmanın beklendiğini söylüyor.
Bu süreçte işletmelere gerek müşteri seçiminde gerekse hammadde temininde dikkatli olmaları uyarısında bulunan Yılmaz, kriz dönemlerinin yatırımcılar için fırsat olabileceğinin altını çizerek, “doğru zamanda doğru yerde doğru adımı at” ilkesinin önemine dikkat çekiyor.
Yaptığımız röportajda, hedeflerinin bu alanda dünyanın en iyisi olan Almanya’ya ihracat yapmak olduğunu, önümüzdeki yıl pazar ve ekonomik koşullara bağlı olarak yeni bir üretim tesisi yatırımı planladıklarını söyleyen ANKES Kesici Takım San. Tic. Ltd. Şti. Genel Müdürü Ali Yılmaz ile kesici takım sektöründeki mevcut duruma, sektörde yaşanan sorunlara, yapılması gerekenlere ve sektörün geleceğine ilişkin birçok konuda konuştuk.
1982 yılında tornacı çırağı olarak bu işe başladım. Uzun bir süre birkaç işyerinde tornacı olarak çalıştım. 1988 yılında kesici takım sektörü ile tanıştım. Bu alanda bir firmada 13 yıl çalıştım. Sonrasında bir ortak ile ayrı bir firma kurduk. 5 yıl birlikte çalıştık ama sonra ayrıldık. 2003 yılında NETMAK Ltd. Şti. ile ortaklığımız oldu. 6 yıl da onlarla birlikte yol aldık. Ama sonrasında dostça yolları ayırdık. 2011 yılında eşim Filiz Yılmaz ile aile şirketimizi kurduk. ANKES adıyla yolumuza devam ettik. 2011 yılında bir atılım yapmak istedik. PCD alanına yöneldik. Kısa zamanda çok yol aldık.
Ankara, Siteler’deki yerimizde üretim yapıyoruz. 2013 yılına kadar 200 metrekare alanda üretim yaptık. Burası yetmeyince şu anda bulunduğumuz binamıza taşındık.
Burası 1.200 metrekare kapalı alana sahip. Buranın bize yeteceğini düşünmüştük ama öyle olmadı. Siteler bölgesinde yeni yer araştırmalarımız sürüyor.
Kesici takım üretiminde uzmanlaştık. Binlerce farklı çeşitte ve müşteri talebi doğrultusunda üretim yapıyoruz. Özel imalatlarımız var. Üretimimizin yüzde 80’i özel imalattır.
Hayır. Üretimimizin yüzde 80’i iç pazar odaklı. Geri kalan kısmını ise ihraç ediyoruz. Özellikle komşu ülkeler olan İran, Irak, Azerbaycan, Kazakistan ve Romanya odaklı çalışıyoruz.
2011 yılından sonra başladı. Asıl hedefimiz üretimin yüzde 40’ını ihraç etmek. Ülkenin siyasi ve ekonomik sıkıntıları ortada. Onlarca firma battı ve batıyor. Aslında bunların sebebine bakılıp işletme politikaları ona göre gözden geçirilmeli. Doğru yolu bulmak için bu gerekli.
İrili ufaklı yılda 2 bin adetin üzerinde imalatımız var.
Yer arayışlarımız sürüyor. Ülkenin ve ekonominin şartlarına bakarak gelecek yıl bunu gerçekleştirmek istiyoruz.
Biz 25 kişilik bir ekibiz. Genelde personelimizi kendimiz yetiştiriyoruz. İmalat sektöründe kalifiye eleman sıkıntısı had safhadadır. Bunun için kendimiz eğitiyoruz ve bu personeli bünyemizde tutmak için çaba sarf ediyoruz. Çünkü sektördeki firmalarda eleman değişimi çok fazla oluyor.
Son 5 yılda kesici takım sektörü inanılmaz bir ilerleme gösterdi. Üretici firmalar teknolojiye ayak uydurmak zorunda kaldı. Ayak uyduramayanlar da geride kaldı. Hizmet kalitesini arttırabilmek için teknolojinin devamında çok çalışmak gerekti. Bizim firma olarak ilerlememizdeki en önemli sebeplerden birisi teknolojiyi takip etmek diğeri ise çok çalışmak oldu.
İrili ufaklı 40 firma Ankara’da faaliyet gösteriyor. Türkiye genelinde bu rakama baktığımızda irili ufaklı kesici takım imalatçı sayısı 150 civarındadır. Pazarı elinde tutan firma sayısı ise 10… Bunların arasındaki rekabet çok fazla.
Rekabet kaliteyi beraberinde getiren bir unsur…
Tabi ki rekabet olsun ama bu fiyatta değil; hizmet kalitesi ve daha iyisini üretmek için olmalı. Rekabetin fiyatta olması nedeniyle; firmalar piyasada ‘merdiven altı üretici’ konumuna düşüyor. Aslında farkında olmadan kendine de çevrelerine de zarar veriyor.
Tahminen Türkiye’nin yıllık kesici takım gideri 250 milyon Euro düzeyinde. Bunun yüzde 40’ı iç pazardan karşılanıyor. Geri kalan bölümü ise ithalat yoluyla temin ediliyor. Avrupa ve Asya ülkelerinden ithalat yapılıyor. Sektör büyümeye açık. Fakat doğru yerde doğru zamanda doğru adımı atmak çok önemli… ANKES olarak bunu yaptığımıza inanıyoruz. Bu atılımlar ilerde de devam edecek.
Türkiye geçen yıl iki seçim dönemi yaşadı. Sonrasında komşu ülkelerdeki politik gelişmeler ve dünya ekonomisindeki kriz… Bu başlıkları da göz önünde bulundurduğumuzda geçen yılı sektör nasıl geçirdi? Bu yıla yansımaları nasıl oldu?
Geçen yıl kesici takım sektöründe yüzde 25 oranında daralma yaşandı. Bu sene de aynı oranda bir daralma bekleniyor. Komşu ülkelerde yaşanan gelişmeler burada en etkili faktör idi ve olmaya devam ediyor. Bu pazarda firma kapanmalarını da beraberinde getirecektir.
Bir anlamda bu dönem öz sermayesi güçlü olan firmaların ayakta kaldığı merdiven altı üreticilerin elimine olduğu bir dönem. Bu sektörde taşların yerine oturma dönemi olarak da yorumlanabilir mi?
Kesinlikle… Bu durum sektörde taşların yerine oturmasını sağlayacak. Fakat, çok çalışmak ve işi bilerek yapmak burada çok önemli. İşveren olarak fiilen işin başında duruyorum. Günde yaklaşık 16 saat çalışıyorum. Çevremde bana ‘nöbetçi bıçakçı’ deniliyor. Sabahları saat 07:00’de işimin başında oluyorum. Akşam 22:00’ye kadar çalışıyorum. Sektörün de bu dönemde daha fazla çalışması gerekiyor.
Kimileri için kriz dönemleri fırsat olarak da yorumlanabilir. Evet. Krizler fırsata da çevrilebilir. Doğru yerde doğru adımları atılarak.
Bine yakın kişiye istihdam sağlıyor. Sektörün toplam büyüklüğü değerlendirirsek, yıllık 250 milyon euro kesici takım ihtiyacımız var. Bunun 100 milyon euroluk bölümü iç pazardan karşılanıyor.
Hammadde ve makine parkı olarak yurt dışına bağımlıyız. Türkiye olarak hard metal, PCD ve CBN hammaddesini üretemiyoruz.
Üretemediğimiz için dışarıdan temin etme bağımlılığımız malesef devam edecek. Bu hammadeelerin üretimi Asya ülkeleri, İtalya ile Almanya’da yapılıyor.
Bu konuda teknolojik olarak yeterli değiliz. Üretmek için denemeler oldu ama başarılı olunamadı. Çünkü hammaddenin kaynağı Asya… Kesici takım üretiminde; hammadde yurt dışından gelir, yapılacak işe göre şekillendirilir, gerek insert gerekse leğim kaynağı ile çelik üzerine montajı yapılır. Daha sonra bileme işi yapılır ve müşteriye sunulur. Bu süreç tamamen bilgi ve tecrübe gerektiriyor. Makine olarak ve hammadde olarak dışa bağımlıyız ama ciddi bir katma değer de üretiyoruz. Sektör olarak talebin ilk aşamada yüzde 50’sinin iç pazardan karşılanmasını sağlar konuma gelmeliyiz.
Ankara bu işin merkezidir. Bunun dışında İstanbul, Denizli, Antalya ve Gaziantep illerinde yoğunlaştığını görüyorsunuz. Sektördeki ilk on firma bu saydığım şehirlerde faaliyet gösteriyor.
Kalifiye personel sıkıntımız çok büyük. Avrupa’da kesici takım konusunda özel okullar ve eğitim merkezleri var. Bizde böyle bir eğitim kurumu yok. Bizde de olsa böyle bir sıkıntımız kalmayacak. Meslek liselerinin içinde ise torna tesviye bölümleri var ama uzmanlaşma yok. Dünyada kesici takım konusunda eğitim veren ilk okul Almanya’da açılmış ve bu alanda Almanya dünyanın en iyisi konumunda. Biz ise çekirdekten yetiştiriyoruz. Biz bu işin tekniğine uygun, bilimsel olarak eğitmiyoruz. Mutlaka eğitilen personelde eksiklikler oluyor.
Sektördeki firmalarla bir araya geldiğimizde bu konu sık sık gündeme geliyor. Fakat henüz bir girişimde bulunulmadı.
Şimdiden 2023 yılına dair hedefler belirleyemiyoruz. Türkiye’deki siyasi ve ekonomik gelişmeler açısından baktığımızda biz ancak 1-2 yıllık hedeflerle yol alabiliyoruz. Bir hedef muhakkak olmalı. Ama öncelikle kısa vadeli hedeflerle yol alıyoruz. Hedef belirlemekte maalesef zorlandığımız bir dönem yaşıyoruz.
AİMSAD’ın çalışmalarına ilişkin tespitlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
AİMSAD, yıllardır yapılamayanı yaptı ve büyük bir açığı kapattı. Yıllardır konuştuğumuz şey gerçekleşti. İlerleyen yıllarda sektöre çok daha fazla şey kazandıracaktır. Sektörü avantajlı bir konuma getireceğini düşünüyorum. Bizim yıllardır konuştuğumuz şeylerin hayat bulduğunu görmek çok güzel.
Yaptığımız tartışmalar ile aslında AİMSAD’ın kurulmasına zemin hazırlamışız. Geçmişte bu konuşmalar olmasaydı, AİMSAD da olmazdı. Yurt içi ve yurt dışındaki fuarlarda çok daha fazla katkılarda bulunacağına inanıyorum. Bunun dışında ülkemizin ve sanayimizin yurt dışında tanıtımında etkin olmalı. Bununla beraber sektör de gelişme gösterecektir.
Var. Özellikle Polonya ve Çek Cumhuriyeti pazarına yönelik de çalışmak istiyoruz. Almanya pazarı çok zor ama biz oraya da ihracat yapmayı hedefliyoruz. Olmayacak mı, olacak. Almanya bu alanda lider bir ülke konumunda… Biz bu ülkeye de ihracat yapmayı hedefliyoruz.
Ahşap sektöründe inanılmaz bir gelişim var. Fakat burada da yapay gelişen firmalar oldu. Yapay gelişenler sektöre ciddi zararlar verdi. Bunun düzelebilmesi de öyle hemen olmayacak. Belli bir zaman alacak. Zaman içinde bu firmaların eleneceğini düşünüyorum.
Öncelikle çok çalışmalılar. Masa başında oturarak imalat yapılmaz, sanayici olunmaz. Ufukları açık olsun. Yurt içi ve dışındaki fuarları sürekli takip etsinler. Bunun dışında doğru zamanda doğru yerde doğru adımı atarlarsa başarılı olurlar. Ekonomik kriz sürecinde; kesinlikle müşteri ve tedarik konusunda ince eleyip sık dokusunlar. Emeklerinin karşılığını ancak bu şekilde alabilirler. Sektörün gelişebilmesi için eğitim şart. Eğitimli bir imalatçının; kaliteye ve ülke ekonomisine daha fazla katkısı olur.